Hekimlerimiz
Tecrübeli hekimlerimizle yeni kliniğimizde hizmetinizdeyiz.
Hizmetler
Modern diş sağlığı anlayışıyla, gülüşünüzü ve ağız sağlığınızı ön planda tutuyoruz. Deneyimli ve uzman hekimlerimizle birlikte, geniş kapsamlı hizmetlerimizle size en iyi bakımı sunuyoruz.
İmplant (diş ekme) nedir? Günümüzde diş implantları, tartışmasız olarak doğal dişlere en iyi alternatiftir. Geleneksel köprü ve protezlere göre daha iyi konuşma ve çiğneme fonksiyonu sağlarken, yüzünüzde doğal bir görünümü de beraberinde getirir. Bugün implantın, 21. yüzyılda üzerinde en çok çalışılacak olan diş tedavi şekli olduğu anlaşılmaktadır. Doğru teşhis, yeterli bilgi, tecrübe ve ekipmanla uygulandığında diş implantı, hasta ve hekim açısından olağanüstü başarılı sonuçlar verebilen bir tedavi şeklidir. Kısaca implant, eksik olan dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen ve uygun malzemeden yapılan yapay diş köküdür. (implant=implantat=implantate=çakma diş=vidalı diş=vida diş)
Diş Kırılması Durumunda Ne Yapılmalıdır? Diş kırılması sonrası 30 dakika içerisinde diş hekimine gidilmelidir. Kırılan bölgede kanama meydana gelmişse temiz bir gazlı bez ile basınç uygulanmalıdır. Basınç uygulamasına rağmen kanama 15 dakika içerisinde durmazsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.Kırılan parçalar muhafaza edilmelidir.Bu uygulama tedaviye yardımcı olabilir. Diş kırılmaları, dişlerin yerlerinde oynaması ya da çıkması, ağız dokularında yaralanmalar ve beyin sarsıntısı sıklıkla da basketbol, futbol vs. gibi kontak sporları yaparken oluşan çarpma ve düşmeler ile trafik kazaları sonucunda oluşmaktadır. Özellikle kontakt spor yapan çocuklarda oluşabilecek ağız yaralanmalarını ve diş kırıklarını önlemek için uygulanacak en uygun yöntem ağız koruyucusu (mounth guard) kullanmalarını sağlamaktır. Diş kırılması sonrası ,diş darbe nedeni ile kendi yuvasında yer değiştirir ise hafif bir parmak basıncı ile diş eski pozisyonuna getirilmeye çalışılmalıdır. Dişi yuvasına yerleştirirken kesinlikle zorlanmamalıdır. En geç 30 dakika içerisinde diş hekimine başvurulmalıdır. Daimi dişin yerinden çıkması. Diş kırılması sonrası yerinden çıkan diş bulunmalıdır. Bulunan diş taç (kuron) kısmından tutulmalıdır. Dişi kök kısmından tutarak buradaki dokuların daha fazla hasar görmesine neden olunmamalıdır. Eğer dişin kök kısmındaki dokular fazla hasar görürse dişin yuvasına tutunması mümkün olmaz. Kuron kısmından tutulan dişin üzerinde bulunan yabancı maddeler akan su altında yıkanmalıdır. Diş yüzeyinin temizlenmesi sırasında ovalama işlemi yapılmamalı ve kesinlikle fırça kullanılmamalıdır. Öncelikle dişi yuvasına yerleştirmeye çalışılmalıdır. Dişi yerine yerleştirirken aşırı kuvvet uygulanmamalıdır. Aksi taktirde diş ve diş yuvasında ciddi hasarlara neden olunabilir. Diş yuvasına yerleştirilebilmişse yerinde sabit kalabilmesi için üzerine temiz bir gazlı bez koyularak ısırtılmalıdır. Bu şekilde en kısa zamanda dişhekimine başvurulmalıdır. Eğer diş yuvasına yerleştirilememişse diş hekimine gidinceye kadar süt ya da su içerisinde korunmalıdır. Diş kırılması sonrası yerinden çıkmış dişi tekrar kazanılması için diş dokularının fazla zedelenmemesi ve mümkün olduğunca çabuk diş hekimine baş vurulması gereklidir.. Uygun şartlarda korunmuşsa ve en geç yarım saat içerisinde diş hekimine ulaştırılmışsa dişin tekrar kendi yuvasına yerleştirilerek (reimplantasyon) ile kurtulma şansı %90 dır.
Kanal Tedavisi Bir dişin kurtarılabilmesi için bazen kanal tedavisine başvurulmaktadır. Çok karmaşık kanal tedavisi gerektiren durumlarda kanalların tedavisi için bir endodontistin müdahalesi daha yerinde olacaktır. Kanal tedavisinde dişin alt dokuları olan mine ve dentinin altında bulunan yumuşak dokular alınmaktadır. Bu dokular halk arasında dişin sinirleri olarak bilinmektedir. Dişhekimliğindeki adı ise pulpa dokusudur. Bu doku son derece yumuşak bir bağ dokusu olup çok ince kanallar şeklinde dişin üst kısmından başlayarak dişin köküne kadar devam eder. Dişlerde çürük veya kırıklar sebebiyle şiddetli, ağrılar oluşabilir. Bazı durumlarda diş pulpasında oluşan bu bakteriler dişteki sinirlerin ölmesine ve dolayısıyla da dişin ölmesine sebep olurlar. Dişte oluşan bu olumsuz durum dişte baskı oluşturmakta ve dolayısıyla da şiddetli ağrıya sebep olmaktadır. Ayrıca sıcak ve soğuk yiyecek ve içeceklere aşırı hassasiyet göstermemize neden olmaktadır. Bu ağrılar çok şiddetli olup ağrı kesicilere çoğu zaman cevap vermemektedirler. Kanal tedavisi ile diş hekimleri dişte oluşan bu ölü dokuları ve diş kanallarını temizleyerek oluşan basıncı dişten boşaltmakta ve diş ağrısını tedavi etmektedirler. Kanal tedavisi ile iyice temizlenen diş kanallarına operasyon sonrasında ilaç sürülerek enfeksiyon oluşturabilecek tüm mikropların temizlenmesi sağlanmaktadır. Bir kaç gün sonrasında da yeniden diş hekimine görünerek kanallar yeniden kontrol edilmekte ve herhangi bir sorun yoksa dişe dolgu yapılmaktadır. Eğer dişinizde geçmek bilmeyen ve çok şiddetli bir ağrı varsa hiç vakit kaybetmeden diş hekiminize görünmelisiniz. Çünkü dişte oluşan enfeksiyona müdahale için geç kalınırsa sadece şiddetli ağrı olarak kendini göstermez. Ayrıca dişteki iltihaplanma ve ağrı sebebiyle yüzde şişme ve apse de (iltihaplanma) ortaya çıkar. Bu durumda tedavi süresi uzar ve sorun büyür. Bazı durumlarda çok geç kalınıp dişin çekilmesi zorunlu olabilir. Bu ağrıyı gidermek için ağrı kesici kullanmak çoğu zaman işe yaramadığı gibi işe yarasa da çok geçici bir çözümdür. Sadece sorunu ertelemenize ve ileri için çok ciddi problemlerle karşılaşmanıza neden olur. Dişteki ölü ve enfeksiyonlu sinirlerin alınması tüm ağrıyı ortadan kaldıracağı gibi erken müdahale ile dişin çekilerek kaybedilmesinin de önüne geçilmiş olur. Eminiz ki seçim yapma şansınız olsa sizler de dişinizi kaybetmemeyi seçersiniz.
Diş Taşı ( Tartar ) Nedir? Diş hekiminizin tartar olarak adlandırdığı diş taşı , tükürüğünüzdeki minerallerin ve plakların bir ürünüdür. Taş, diş eti iltihabı ve periodontit gibi diş eti hastalıklarının başlıca nedenidir. Taş, özellikle diş eti çizgisinin altında oluştuğunda en büyük sorunu yaratır. Taş, kireçli ve serttir; temizlenmesi ise güçtür. Düzenli diş kontrollerinin bir bölümü dişlerinizin ve taşların temizlenmesini içerir. Düzenli olarak diş hekimine gidilerek bu taşlar temizletilmelidir. Şu günlerde, tartara karşı diş macunları için fazlaca reklam yapılmaktadır. Bu diş macunlarının, diş etinin üstündeki dişler üzerinde taş birikmesini azalttığı, ancak diş eti çizgisinin altındaki taşlar için çok az etkisi olduğu ya da hiç olmadığı bulunmuştur. Ne yazık ki, diş kaybıyla sonuçlanabilen bir diş eti hastalığı olan periodontit´e yol açan da, diş etinin altında oluşan taşlardır (tartardır). Tartar kontrollü diş macunlarının estetik bir görünüme etkisi olabilir ve diş hekiminize gittiğinizde dişlerinizin daha iyi temizlenmesine .yardımcı olabilir, ancak gerçek, zararlı taşların oluşmasını önlemekteki yararı çok azdır. Ayrıca, sigara içmenin neden olduğu diş lekelerini temizlemek için tasarlanmış özel diş macunları da bulunmaktadır. Biz bu diş macunlarını önermiyoruz: Diş etleri zaten çekilmiş olan kişiler, diş eti çizgisi altındaki daha yumuşak tabakaların maruz kalacağı bu tür diş macunlarından zarar görebilirler. Bu tür diş macunları, aynı zamanda dişlerinizin sıcak ya da soğuk yiyeceklere karşı daha da hassaslaşmasına neden olabilir. Bazı tartara karşı diş macunları üzerinde bulunan uzman kuruluşların onayı, anti-tartar nitelik için değil, diş macununun içerdiği flor için verilmiş bir onaydır. Diştaşı-tartar, tükürükteki kalsiyum tuzlarının, bakteri plağı vasıtasıyla dişe yapışması sonucu oluşur. Diş taşının hastalık oluşumundaki ana etkisi, dişetinin iritasyonuna neden olmasının yanı sıra, sürekli bakterilerle çevrili olmasından kaynaklanır. Diş taşı, plağın periodontal dokularla yakın temasta kalmasına ve plak temizliğinin mümkün olmadığı alanların oluşmasına neden olur. Diş taşı, diş yüzeylerinin yanı sıra protezler üzerinde de oluşabilir.
Lazer (Laser) dişhekimliği nedir? Lazer uygulamaları, 60´lı yıllardan beri tıp alanında kullanılmaktadır. Yakın zamana kadar dişhekimliği alanında sadece diş beyazlatma ve yumuşak doku operasyonlarında kullanılan lazer enerjisi, günümüzde daha geniş alanlarda kullanılır hale getirilmiştir. Atomize su spreylerinin, lazer enerjisi ile birleşmesi sonucunda elde edilen hidrokinetik enerji prensibi ile çalışan yeni diş lazeri ile hem sert doku (diş minesi-insan vücudundaki en sert yapı), hem de yumuşak doku (damak) işlemleri rahatlıkla yapılabilmektedir. Bu uygulamalardan bazıları, diş çürüklerinin temizlenmesi, kanal tedavileri, diş dolguları, çene kemiğinde ve dişetinde her çeşit cerrahi işlemler, dişetinin şekillendirilmesi, estetik diş tedavileri, hassas dişlerin hassasiyetinin giderilmesi, koyu renkli diş etlerinin renginin açılması, uçuk ve aft tedavileridir. Bunun yanında implant tedavisi uygulamalarında lazer teknolojisi ile cerrahi işlem aşamaları basitleşmekte ve tedavi genelinde zaman kazanılmaktadır. Sert dokuda, titreşim yapmaması, küçük müdahalelerde anesteziye gerek duyulmaması sebebiyle laser uygulamaları, diş hekimi korkusu olan her yaş grubu hasta için tercih edilebilir. Yine yumuşak dokuda, kanamasız operasyonlar yapılabilmesi ve iyileşmenin çok hızlı olması büyük avantajlarındandır. Özellikle çocuk hastaların tedavisinde önemli kolaylıklar sağlar. Gücü ayarlanabilen lazer ışınının çürük dokuyu seçici davranması az madde kaybıyla tedavinin tamamlanmasını mümkün kılar. Porselen laminat veneer hazırlığında diş yüzeyini mükemmele yakın pürüzlendirmesi, yapılan restorasyonun tutuculuğunu %100 etkiler. Lazer dişhekimliği, genelde tedavi sürecini kısaltarak, daha az çaba ile daha başarılı sonuçlar alınmasını sağlar. Lazer uygulamaları ile halk arasında lazerli dolgu diye bilinen ve bir ışık kaynağı ile sertleştirilen kompozit dolgu uygulamaları birbiriyle karıştırılmamalıdır.
Diş Bakımı Çürük oluşumunu nasıl önleyebilirim? Florlu bir diş macunu ile dişler fırçalanmalıdır. Dişlerinizin ara yüzleri için diş ipi veya diğer ara yüz araçlarından faydalanınız. Dengeli beslenmeye dikkat edilmeli ve abur cubur yiyeceklere bir sınır konulmalıdır. Dişlerinizi çürüğe karşı daha dayanıklı hale getiren uygulamalardan "florlama" ve "fissür örtücüler" hakkında diş hekiminize danışınız. Profesyonel diş temizliği ve ağız muayeneniz için düzenli olarak diş hekiminizi ziyaret etmelisiniz.
Ağız Kokusu (Halutosis) Ağız sağlığı konusunda en büyük sorunlardan biri de ´Ağız kokusu´.
Diş Çürüğü Tedavisi Oyukların (çürükler) çoğunun farkına bir diş muayenesi sırasında varılır, çünkü çürümenin erken evreleri ağrısızdır. Diş çürümesini erken saptamak ve tedavi etmek ağrıyı, masrafı önler ve en önemlisi size dişinizi kazandırır. Bir oyuk keşfedilir keşfedilmez, durum daha ağrısız gibidir, çünkü dişin dış bölümleri, diş minesi ve dentin ağrıya karşı diş özüne nazaran daha az hassastırlar. Çürüğünüz olup olmadığını saptamanın bir yolu diş röntgeni çekmektir. Diş hekiminiz, diş öykünüz ve dişlerinizin durumu temelinde röntgenin gerekli olup olmadığını ya da kaç röntgen çekilmesi gerektiğine karar verecektir. Dişinizde çok ciddi bir çürük varsa, modern diş hekimliği, tedavi sürecinin rahatsızlığını gidermek için donanmıştır ve genellikle diş dolgusu (onarılma) ya da kanal tedavisi (dişin hastalıklı bölümünün alındığı ve etkilenmemiş kök ve dişlerin yerinde bırakıldığı) gibi işlemlerle diş kurtarılabilir.
Dişler neden çekilir? Günümüzde, bilimsel ve teknolojik ilerlemenin diş hekimliği bilimine katkıları sayesinde, öncelikle dişi tedavi etmek ve ağızda tutmak hedeflenmekle birlikte, bazı durumlarda, hasta sağlığını koruma veya tedavi planlaması nedeniyle diş çekimine başvurulmaktadır. Bu durumları şöyle özetleyebiliriz: İleri derecede çürük ve madde kaybı yüzünden tedaviyle kurtarılamayan dişler. Çarpma sonucu, tedavisi mümkün olmayacak şekilde kırılan dişler. Kanal tedavisine rağmen kurtarılamayan apseli dişler. İleri derecede dişeti iltihabı nedeniyle sallanan dişler. Zamanında düşmeyen süt dişleri. Aşırı konum değişikliği (dönme, devrilme vb.) nedeniyle sorun yaratan dişler Kist ya da tümör içindeki dişler. Tam sürememiş (gömük) ve sorun yaratan dişler. Yer darlığı nedeniyle ortodontik tedaviye yardımcı olmak amacıyla, sorunsuz olduğu halde bazı dişler çekilebilir.
Gülüş Tasarımı Her insan, görünüm ve karakter açısından diğer insanlardan farklıdır, dolayısıyla her restorasyon bireyin özel gereksinimleri ve karakteristik özelliklerine uygun biçimde tasarlanmalıdır. Bu bireyselleştirme, özellikle ön dişlerin restorasyonunda önemlidir. Hastaların estetik dişhekimliğine karşı artan ilgisi ile, estetik prensiplerin daha iyi biçimde anlaşılması gereği ortaya çıkmıştır. Bu bölümde amaç, hoş bir gülüş elde etmeye yönelik "anahtar hususlar ve izlenmesi gereken yollan" gözden geçirmektir. Güzel bir gülüşün temel elemanları dişlerdir ve dolayısıyla diş şekilleri ve anatomik özellikleri hakkında kapsamlı olarak bilgi sahibi olmak, tüm tedavilerin temelini oluşturur. Dişler, birbirleri ve onları çevreleyen yumuşak dokular ile uyumlu olarak dizilmiştir. İyi tasarlanmış bir gülüşün nasıl olması gerektiği hakkında daha fazla fikir sahibi olabilmek için, yüz hatlarının iç ve dış kenarları incelenmelidir. Diğer önemli hususlar "statik" olarak adlandırılabilecek dişler ve gingiva gibi objeler ve dinamik veya "mobil" olarak adlandırılabilecek dudaklar ve yüz yumuşak dokularıdır. Hoş bir gülüş yaratmak için, bu parçaları birbiri ve belirli fonetik referanslar ile ilişkilendirmek için bazı hayali dikey veya yatay referans noktaları kullanılmalıdır. Bu referans noktaları orta hat, yüz orta hattı, dudak hattı, komissural hat veya interpupiller hat olabilir. Tüm bu yapılar, bir diğeri ile belli orana ve ilişkiye sahiptir ve hiçbir zaman izole edilmemeli, tüm kompozisyon içerisinde bir bütün ve her birey için ise benzersiz olarak algılanmalıdırlar. Hoş bir gülüş, ancak çeşitli hatlar, oranlar ve yapılar birbirleri ile görsel bir denge halinde olduğunda ahenkli olarak algılanır. Gülüşün mevcut hali bu orantıları değiştirerek, illüzyonlar yaratarak ve çapraşık dizilmiş dişler, gingiva ve dudakların meydana getirdiği olumsuz görsel gerilimi en aza indirerek daha güzel hale getirilebilir. Her bileşen ve ilgili faktörleri daha iyi anlamak için, diş dizisi üzerinde görsel olarak bütün yönlerden detaylar dikkatle incelenmeli, her bir detay ayrı ayrı ve özenle analiz edilmelidir. Ressamlar, ölçülü bir çerçeve içerisinde çizmeye başlar, daha sonra bu çerçeve iç hatlar ve hayali referans noktalarının çizilmesi ile daha belirginleştirilir, parçalar önce birbirine, daha sonra orijinal çerçeveye bağlanır. Estetik dişhekimliği, bir ressamın çalışma sisteminden pek farklı değildir. Dişhekimliğinde en iyi estetik sonuçları elde etmek için, "çerçeveler" "içten dışa doğru" kullanılmalıdır: bir dişi çevreleyen aksiyel eğimler ve açılar, dişleri çevreleyen gingival kenar, dişler ve gingivayı çevreleyen dudaklar ve son olarak da tüm bu bileşenleri çevreleyen ve bileşenlerin hoş ve estetik bir gülüş sunmak üzere doğal veya ideal biçimde restore edilmiş bir diş dizisi içerisinde etkileşim halinde olduğu master veya orijinal çerçeve fonksiyonu gören yüz.
Porselen Kaplamalar Feldspatik porselen ile 0.3 mm kalınlıkta çalışılabilmesi, dolayısı ile estetik dişhekiminin mine dokusunun sadece minimal bir kısmını uzaklaştırmasının yeterli olması mümkündür. Ancak bu özellik, ince venerin kırılgan yapıda olması ve porselen partiküllerinin düşük esneme direncine yol açan mikropörözitelere yol açması nedeniyle dezavantaj oluşturabilir.
Diş Teli (Ortodontik Tedaviler) Nedir? Diş hekimliğinin bir uzmanlık dalı olan ortodonti (ortodonti uzmanı = ortodontist), diş, çene ve yüz kompleksini normal yapı ve gelişim, anomaliler ve anomalilerin tedavisi yönünden ele alan bilim dalıdır. Önceleri estetik amaçla işe başlanmış zaman içerisinde sınırları genişletilip, bugünkü konumuna ulaşılmıştır. Günümüzde ortodontinin hitap ettiği kitle oldukça genişlemiş ve uygulama alanı da aynı oranda artmıştır.
Zirkonyum - Metalsiz Porselen Zirkon mücevher sanayinde kullanılan bir taştır. Kahverengi ve yeşil renkte bulunabilir. Isıtılarak renksiz, mavi ve altın şansı renklerde de elde edilebilir. Zirkonlar basit ve kompleks kristal yapılar arasında yer alabilir. Son 40 yıldır metal destekli porselen restorasyonlar sabit protetik köprü restorasyonlarında kullanılmaktadır. Alerjik reaksiyonların artması araştırmacıları farklı dental seramik arayışına itmiştir.
Diş Eti Çekilmesi Nedir? (Dişlerim Sallanıyor) Periodontoloji dişleri çevreleyen yumuşak (periodontal ligament, dişeti) ve sert dokuların (kemik, sement) yapısını, bu dokularda meydana gelen hastalıkları ve bu hastalıkların tedavisini inceleyen diş hekimliği dalıdır.Dişler, içinde bulundukları alveoler çıkıntı olarak adlandırılan kemiğe direkt olarak bağlanmazlar. Dişlerle kemik arasında, liflerden oluşan, periodontal ligament olarak adlandırdığımız doku bulunur. Dişler, içinde bulundukları alveoler çıkıntı olarak adlandırılan kemiğe direkt olarak bağlanmazlar. Dişlerle kemik arasında, liflerden oluşan, periodontal ligament olarak adlandırdığımız doku bulunur. Periodontol ligament, dişler üzerine gelen kuvvetin çene kemiğine yumuşatılarak iletilmesini sağlar. Bu yapıların üzeri dişeti ile kaplıdır. İşte dişin etrafındaki bu dokular periodontal dokular, olarak adlandırılır ve periodontolojinin kapsamını oluşturur.
Diş Ağrısı Tedavisi Genellikle gece başlayan ve nabız atışı gibi zonklama tarzı ağrılar, pulpa kaynaklıdırlar. Diş ağrısı; dişin çürümesi, minesinin aşınması, dişetlerinin iltihaplanması veya bunlara benzer nedenlerden kaynaklanmaktadır. Diş ağrısı, neredeyse her insanın hayatının bir veya birden fazla döneminde şikayet ettiği bir rahatsızlıktır. Genel kanı, diş ağrılarının basit ağrılar olduğu yönündedir ve bu nedenle dayanılmaz hale gelinceye kadar diş hekimine gitmek genellikle ertelenir.
Tam Dişsizlik Halinde Protez Dişler Protez dişler, hastanın çeşitli nedenlerden dolayı kaybettiği dişlerinin yerine yapay materyaller ile hazırlanan yapay dişlerdir. Protez diş uygulaması ile hastanın hem estetik görünüşü korunmuş olur hem de dişlerin çiğneme ve konuşma gibi fonksiyonlardaki işlevini sürdürmesini sağlanır. Protez diş uygulamaları diş eti hastalıklarının tedavi edilmemesi veya tedavi için çok geç kalınmış olduğu durumlarda hastada oluşan diş ve kemik kaybının sonucu olarak yapılmaktadır. Ağız sağlığına yeteri kadar önem vermeyen bireylerin sağlıklı ve doğal dişlerini kaybetmeleri onların gündelik yaşamlarını da olumsuz yönde etkiler. Konuşma ve yemek yerken çiğneme fonksiyonlarında çok önemli bir yeri olan dişlerin hastaya yeniden kazandırılması önemlidir. Kaybedilen dişleri sonucunda hasta estetik görüntü açısından da sıkıntılar yaşayabilir. Kişinin dış görünüşündeki bu bozulma onun kendisine olan güvenini zedeler.
Diş Apsesi Bazı kişiler diş çürümesini ciddi bir sağlık sorunu olarak görmezler. Ancak, zamanında ve doğru şekilde müdahale edilmediğinde, daha çok sorun yaratan bir hastalığa yol açabilir. Çürüme, bakterinin, dişin özünü enfekte etmesine izin verir. Enfeksiyon köke ve çevre kemiğe yayılır. Bu apse olarak bilinir. Eğer enfeksiyon kemiğe ulaşırsa, diş kaybedilebilir. Enfekte diş kökü ve şişmiş doku ağrıya neden olabilir. Eğer kök ölürse, ağrı yok olacak, ancak yavaş yavaş da bitişik kemiğe zarar verecektir. Enfeksiyonun bir bölümü olarak oluşan irin, çene boyunca bir kanalı aşındırabilir ve diş eti üzerinde bir şişme ya da içi irinle dolu bir deri lezyonuna yol açabilir.
Kuron ve Köprü Nedir? Kuron ve köprü her ikisi de sabit protezlerdir. Her gün çıkarıp temizleyebileceğiniz protezler gibi çıkarılabilir protezlerin aksine kuronlar ve köprüler, mevcut diş veya implantların üzerine yapıştırılır ve sadece diş hekimi tarafından çıkarılabilir.
Dolgu Nedir? Dolgu, çürük nedeniyle zarar görmüş bir dişe, normal fonksiyonunu ve görünümünü kazandırmanın bir yöntemidir. Diş hekiminiz size dolgu yaparken, önce çürümüş diş dokusunu uzaklaştırır. Etkilenen alanı temizler ve boşluğu dolgu malzemesi ile doldurur. Bakterilerin girebilecekleri boşlukları dolgu ile kapatarak çürüğün ilerlemesini de engellenmeye çalışır. Dolgu için kullanılan malzemeler, altın, porselen, kompozit reçine (diş renginde dolgu) ve amalgamdır. (cıva gümüş, bakır, kalay ve bazen çinko alaşımı).
Florür Nedir? Florür, yer yüzünün hemen hemen her yerinde yaygın olarak bulunan doğal bir mineraldir. Bazı gıda ve su kaynakları da florür ihtiva ederler. Diş çürüklerini azaltmak için içme suyuna genellikle florür eklenir. 1930´larda, araştırmacılar doğal olarak florürlü içme suyu ile büyüyen insanların, florürlü su bulunmayan alanlarda yaşayan insanlarda göre üçte iki daha az çürük görüldüğünü tespit ettiler. O tarihten bu yana, su şebekesine su eklendiğinde diş çürüklerinin azaldığı defalarca gösterilmiştir. Amerikan Diş Hekimleri Birliği, Dünya Sağlık Örgütü ve Amerikan Tabipler Birliği gibi birçok kuruluş, diş çürüğü üzerindeki etkisinden dolayı su kaynaklarında florür kullanımını onaylamıştır.
Laminate Veneer Laminate veneerler, yaklaşık 0,5 mm kalınlığında, dişin sadece vestübül yüzeyinde minimal basamaksız aşındırma yapılarak hazırlanan porselen yapıdır. Bu porselen yapı, dişlerin sadece vestibül yüzüne, bonding resin yöntemi ile simante edilir. Porselen veneerler çok ince olmalarına rağmen simantasyondan sonra dişten ayrılmaları mümkün olmaz, ancak keserek çıkarılabilirler. Laminalar minimum preparasyonla maximum estetik sağlanabilen mükemmel bir yöntemdir. Işık geçirgenliklerinden dolayı doğal dişten ayırt edilemezler ve ileri teknoloji ürünü pressable porselenden üretildikleri için asla renk değiştirmezler. Neon ışıklarında ve fotoğraf flaşında doğal diş efekti verirler. Ayrıca dil doğal diş yüzeyine temas ettiği için ağızda yabancı bir madde hissi kesinlikle olmaz. Laminaların hazırlık aşamasında dişlere hiç dokunulmadan kompozit model hazırlanarak ağızdaki bitmiş hallerini önceden göstermek mümkündür. Uygulaması çok basit ve kısa sürelidir. Öncelikle hastadan ölçü alınmaktadır ve laboratuvarda örnek bir model çalışması yapılır. Hasta dişler henüz kesilmeden bitiş aşamasını bu model üzerinde görmektedir. Daha sonra ağrısız bir işlem ile dişler prepare edilir. Ana ölçü alındıktan sonra geçici veneer yapıştırılır. Böylece dişlerin dış etkilerden korunması sağlanır. Laboratuvarda son ölçüye göre model oluşturulur ve porselen laminalar hazırlanır. Dikkatli şekilde ve bonding resin adı verilen materyal ile dişlere simante edilir. Simante işlemi sonucunda laminaları dişten ayırmak mümkün değildir. Bu yüzden kırılmaya karşı çok dayanıklıdır.
Çene Eklemi Problemleri Çene eklemi rahatsızlığı daha çok genç ve orta yaşlarda görülen bir rahatsızlıktır.Bu rahatsızlık baş, kulak, çene-yüz ağrıları, kulak çınlaması, çene ekleminden ses gelmesi, ağız açmada kısıtlılık, ağrı veya kaymalar şeklinde semptomlarla kendini gösterir. Kimi kez klinik belirti vermeden yıllarca devam ederken, kimi kez de insanları canından bezdiren bir rahatsızlık olarak sürer.
Diş Eti Kanaması Dişeti iltihabınız tedavi edilmedi. Dişleriniz kolayca kanıyor. Şişmiş diş etlerinizle dişlerinizin arasında bakteriler ve yemek artıkları birikmiş. Ağzınızda tuhaf bir tat var ve nefesiniz kokuyor. Diş etleriniz, diş diplerinden çekiliyor; bu bölge sıcağı, soğuğa hassas hale geliyor.Derhal diş doktoruna gidiniz.Aksi takdirde geridönüşü olmayan hasarlar oluşabilir.
Diş Beyazlatma Beyazlatma, dişlerin yüzeyindeki gözenekli mine yapısında oluşan renkli organik ve inorganik maddelerin diş beyazlatma jelleri ile çözünmesi işlemidir. Beyazlatma işlemi, gözenekli mineden dişin içine girmiş ve fırçalama ile çıkarılamayan renklenmeler için uygulanır. Dişlerin oluşumları esnasında meydana gelen yapısal bozukluklar ve bazı antibiyotik gruplarını uzun süre kullananlara da uygulanır. Bleaching işlemi bu tip vakaların büyük bir kısmında çok başarılı olur. Ayrıca, diş yüzeyine bazı gıdalardan, sigara, çay, kahve gibi boyayıcı ajanlardan yapışan renklenmelerde de diş beyazlatma uygulanır. Diş temizliği yaptırdığınız halde dişlerinizin renginden memnun değilseniz yine diş beyazlatma yapılır.. Farklı renklenmeler farklı tedaviler gerektirir. Bu nedenle ne tip bir uygulama yapılması gerektiğine diş hekiminiz karar verecektir.
Bebeklerde Ağız Bakımı Bebeklerin, en azından ilk dört ay anne sütü ile beslenmeleri ağız çevresindeki yumuşak doku ve kas fonksiyonlarının normal gelişimini sağlayacaktır. Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda fizyolojik başlıklı (damaklı, kesik uçlu) biberon kullanımı gerekir. Bebekler 1 yaşından itibaren bardak ve kaşıkla beslenmeye alıştırılmalıdır. Biberonla beslenme en fazla 2 yaşına kadar devam edebilir. Parmak emme, yalancı emzik kullanma gibi alışkanlıklara 2 – 2,5 yaşına kadar izin verilebilir. Eğer parmak emme alışkanlığı mevcutsa, bunun sebebi araştırılarak 3 – 6 yaş arasında bu alışkanlık mutlaka giderilmelidir.Solunum problemleri, çene gelişmesi üzerine olumsuz etki eder. Burundan değil de, sadece ağızdan soluma durumu mevcutsa (bu durum uykuda daha iyi anlaşılır) muhakkak kulak burun boğaz uzmanına danışılmalıdır.
Çocuklarda Acil Durumlar - Yer Tutucular Ağrıyan dişin çevresini temizleyin. Ilık tuzlu su ile gargara yaptırın ve eğer varsa sıkışmış yiyecek artıklarını diş ipi ile uzaklaştırın. Asla dişin üzerine aspirin ya da benzeri ilaçlar koymayın. Çocuğunuza daha önce de denemiş olduğunuz bir ağrı kesici verin ve en kısa sürede bir diş hekimine götürün.
20 Yaş Dişleri Çoğu zaman 20 yaş dişlerinin ileri yaşlarda çıktığına tanık oluyoruz. Bu normal bir durum mudur? Hayır. 25 yaşına gelindiği halde ağızda yerini almayan 20 yaş dişlerini "gömülü dişler" olarak tanımlıyoruz. Mutlaka müdahale edilmesi gerekir. Aksi taktirde pek çok sağlık problemini beraberinde getirir. İnsanoğlunun çene kemikleri giderek küçülüyor. Buna karşın azı dişlerinin sayısında herhangi bir azalma söz konusu değil. Bunun sonucu olarak da son olarak çıkan 20 yaş dişlerine çene kemiklerinde yer kalmıyor. 15-25 yaşlar arasında ağızda yerini alması beklenen 20 yaş dişlerinin gecikmesi durumunda problem yaratması beklenmeden diş hekiminin de önerisi doğrultusunda çekilmesi gerekir. Erken dönemde yapılan çekim, ikinci azı dişlerine zarar vermek gibi ileride doğabilecek pek çok problemi önleyebilir.
İletişim
Hoşnudiye Mah.
734 Sok. NO:25
Tepebaşı
ESKİŞEHİR
Çalışma Saatleri
Pazartesi- Cumartesi
10:00 - 18:00